İNSANCA, PEK İNSANCA (PANDEMİ) ERİŞİLEBİLİR VE TEMİZ ENERJİ Erişilebilir ve Temiz Enerji güneş, jeotermal, dalga, rüzgar, biokütle, hidrojen, hidrolik (hidroelektrik),gelgit gibi doğada mevcut olan ve kendisini sürekli olarak tekrar eden doğal süreçlerden yararlanmak suretiyle elde edilen bir yenilenebilir enerji türüdür. Fosil enerji kaynaklarının aksine temiz enerji kaynakları tükenmeyerek kendisini sürekli yeniler. Bu nedenle aynı zamanda sürdürülebilir enerji olarak da adlandırılır. Çevreye zarar vermez, doğanın korunmasına ve doğan en verimli şekilde yararlanmaya katkı sağlar. 1990 ile 2010 arasında, elektriğe erişimi olan insan sayısı 1,7 milyar daha artmıştır. Dünyanın nüfusu arttıkça, ucuz enerjiye talep de artacaktır. Fosil yakıtlara dayanan küresel ekonomi ve sera gazı emisyonlarının artması, iklim sistemimizde çok büyük değişiklikler yaratıyor. Bu değişiklikler de tüm kıtaları etkiliyor. Temiz enerjinin teşvik edilmesi, 2011 yılı itibarıyla küresel enerjinin %20’den fazlasının yenilenebilir kaynaklardan üretilmesini sağlamıştır. Yine de, her beş insandan birinin elektriğe erişimi yok; ve talep artmaya devam ettikçe, dünya genelinde yenilenebilir enerji üretiminde büyük bir artış gerekecek. 2030 yılına kadar erişilebilir enerjiye herkesin kavuşmasını sağlamak için güneş, rüzgar ve termal gibi temiz enerji kaynaklarına yatırım yapmak gerekiyor. Daha geniş bir teknoloji yelpazesi için maliyetetkin standartların benimsenmesi de, binalar ve sanayide elektrik tüketimini dünya genelinde %14 oranında azaltabilir. Gelişmekte olan ülkelerin tümünde temiz enerji sağlayacak altyapının genişletilmesi ve teknolojinin yükseltilmesi, hem büyümeyi teşvik edebilecek hem de çevreye katkıda bulunabilecek kritik önem taşıyan bir hedeftir. (https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/) Türkiye’nin sürdürülebilir enerji için, kendi yerli kaynaklarını özellikle de yenilenebilir enerji kaynak potansiyellerini ortaya çıkartması ve etkin bir şekilde kullanması önem arz etmektedir. Mevcut yenilenebilir enerji potansiyelinin ülkemize kazandırılması ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlayacaktır. Bunun için 2009 yılında önemli adımlar atılmış, yapılan teşvikler sonrası Türkiye’nin toplam yenilenebilir kurulu güç kapasitesi 2009-2019 sürecinde yüzde 298,5 artış göstermiştir. Ayrıca verilere göre(2020’nin ilk yarısında)Türkiye elektriğin yüzde 13’ünü rüzgâr ve güneşten elde ediyor. Umut ediyoruz ki ülkemiz günden güne temiz enerji kaynaklarını arttırır ve yenilenebilir enerji üretim seviyesi istenilen düzeyde olur. ŞEYMA GÜNEŞ Herkes
23 Publizr Home